20 Mart 2024 Çarşamba

EMPATİNİN SUYU

Biz her şeyin suyunu çıkarmaya meraklı bir toplumuz bence. Ancak mümkünse empatinin suyunu çıkarmayalım. 

Empati konulu bir seminerde katılımcılardan biri söz alıyor: Empati çok önemli, mesela ben Edebiyat öğretmeniyim sadece öğrencilerimle, arkadaşlarımla, ailemle değil derste anlatacağım karakterlerle de empati kuruyorum. Hatta örneğin Orhan Veli anlatacaksam, derse gitmeden önce Orhan Veli oluyorum. Onun gibi düşünüyorum, Orhan Veli olsa ne yapardı diyorum, onun söyleyebileceklerini söylüyorum, yapabileceklerini yapıyorum” diyor. Cümlelerini, “Bence herkes böyle yapmalı özellikle de öğretmeler. diye tamamlıyor. 

Bence bunu bir kere daha düşünmeliyiz ya da en azından herkes böyle yapmalı diye genellememeliyiz. Derste anlattığı karakterle özdeşleşmek bir Edebiyat öğretmeni için sorun teşkil etmez belki. Derse giderken Orhan Veli, Faruk Nafiz, Reşat Nuri, Tevfik Fikret falan olmasında sorun yok. Bir matematikçi için de aynı durum geçerli olabilir. Ali Kuşçu, Ömer Hayyam ya da mesela Pisagor üçgenini anlatırken Pisagor, Öklid teoreminde Öklid olarak gidebilirler okula. Hatta mümkünse tüm fizikçiler kuantum anlatırken Einstein olsunlar. Ona da varım. Lakin ben Tarihçiyim. Moğollar’ı anlatıyorum, II. Dünya Savaşı’ndan bahsediyorum. Okula Cengiz Han, Hitler ya da Kazıklı Voyvoda olarak gittiğimi düşünsenize. 

Zorlamayalım. Mümkünse tarihçiler empati falan kurmasın. Herkes okula edebiyle tarih öğretmeni olarak gitsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder