23 Nisan 2024 Salı

GÖZ KARARI

Ev hanımları için güzel yemek, pasta, börek yapmak; mutfaktaki beceriler, özellikle de bir ya da bir kaç yiyecek konusunda duayen olmak önemli bir mevzu. Gün tabir edilen organizasyonlarda yaptıkları pasta, börekler kadınlar için adeta prestij meselesi. Herkesin kendisini geliştirip onunla anıldığı, gün sırası o kişiye geldiğinde diğer hanımlar tarafından sipariş edilen birkaç tür mevcuttur muhakkak. Aysel Hanım’ın sarması, Melahat Hanım’ın su böreği, Hülya’nın kısırı, Neriman’ın bilmem nesi… 

O yiyeceği hiç kimse o kişi gibi yapamaz. “Ayyy! Ben de yaptım hem de senin tarifinle ama olmadı.” gibi cümleler duymak çok olasıdır. Bu cümledeki eksik, “senin tarifin” tamlamasındaki sıfattır. “Senin eksik tarifin!”. Zira kadınlar hiçbir zaman tarifleri tam olarak vermez. Ya bir ya da birkaç malzemeyi eksik söyler ya da işin sırrı olan tüyoları kendisine saklar. Bir de göz kararı olayı vardır. Malzemeler doğru verilse bile miktar asla söylenmez. Göz kararı koyuyorum. Artık nasıl bir gözse sanırsın dijital mutfak tartısı. Böylece kimsenin kısırı Hülya’nınki, kimsenin dolması Leyla’nınki gibi olmaz.

Kadınların yemek tarifi vermeme ya da yanlış tarif verme tuhaflığının kökeni Çin’e dayanıyor düşüncesindeyim.  Bize Çin’den bulaşmış. Göktürkler, yerleşik yaşayıp tarım yapan Çin’e tarım ürünleri konusunda bağımlı olmaktan rahatsızlık duyuyorlar. Bir gün Göktürk hükümdarı Kapgan Kağan kendi tarımımızı yapmak amacıyla Çin’den vergi olarak 1250 ton tohumluk buğday ile üç bin adet tarım âleti alıyor. Göktürkler, Çin’den aldıkları tohumluk buğdayla hemen tarıma başlıyor, büyük bir hevesle. Araziler tarla haline getiriliyor, temizleniyor, sürülüyor, ekiliyor, sulanıyor. Herkes canhıraş bir çabayla abanıyor tarla işlerine. Her şey tarife uygun tastamam yapıldıktan sonra geriye buğdayların başak vermesini beklemek kalıyor. Günler günleri, haftalar haftaları kovalıyor lakin buğdaylar değil başak vermek ufacık çimlenmiyorlar bile. Ve 1250 ton buğdaydan bir buğday tanesi bile elde edemiyorlar. Onca emek, malzeme ve beklenti boşa gidiyor. Göktürkler “Ayyy! Biz de ektik hem de onların buğdaylarından ektik ama bizim buğdaylar Chanlerin buğdaylar gibi olmadı,” diye ortalarda dolanıyorlar boş yere. Sonradan anlaşılıyor ki, yıllar sonra neredeyse tüm Türk kadınlarına geçecek olan yanlış tarif ya da malzeme verme geleneğinin temelleri o gün atılmış. Göktürklerin kendileri gibi tarım yapmasını istemeyen Çin İmparatoriçesi olacak hatun buğdayı bizimkilere pişirerek vermiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder